◊ “Kalemimin Ucundaki Düşler”, “Bulimia Sokağı”, “Altın Aşk Vuruşu” kitaplarının yazarısın. Kartvizitinde tek bir hakkın olsa… Müzisyeni mi, müellifi mı kullanırdın?

– Müzisyen. Net.

◊ TRT Ankara Radyosu’nda Türkiye’nin birinci Türk Sanat Müziği çocuk korosunda radyo sanatkarı oldun. Sonra Başşehir Üniversitesi’ni birincilikle bitirdin. Altın çocuk musun, hırs küpü mü?

– Bende hırs pek yok, fakat altına benzetilmek de istemem. Ne vakit düşüp yükseleceğin aşikâr olmaz zira.

◊ Artık bakınca, müzik için New York State University bursunu reddetmek… Pişmanlık mı, hakikat karar mı?

– Gerçek karar alışılmış ki. Paralel kozmosta edebiyat profesörü, Amerika’da daha itibarlı ve güçlü şartlarda yaşayan bir Aydilge vardır tahminen lakin ben daha memnunum ondan.

◊ Mesleğinde hangisi daha değerli: “Yılın En İyi Çıkış Yapan Bayan Şarkıcısı” seçildiğin birinci albümün “Küçük Müzik Evreni” mi, “Kiralık Aşk” dizisine yazdığın “Sen misin İlacım” müziği mı?

– Şöyle söyleyeyim, ikisinin de üzen ve sevindiren kısımları var…

◊ Hangisini söylemek daha zevkli: Kendi müziklerin mı, cover’lar mı?

– E kendi müziklerimi.

Kelam ve beste yazabildiğim için şükrediyorum ve müzik bana akmaya devam etsin diye, kalbimi pak tutmaya çalışıyorum.

◊ Şöyle sorayım: “Takıntı” mı, “Sorma Ne Haldeyim” mi?

– “Sorma” efsane bir müzik. Cover’ladığım için de çok gururluyum. Fakat karşılığım “Takıntı”.

◊ Sahnede hangi dekoltene daha çok güvenirsin: Göğüs mü, bacak mı?

– Olmayan göğüslerime güvenmem ne kadar makul olurdu bilmiyorum. (Gülüyor)

Lakin aslında vücudumdan çok sesimi çıplak bırakmayı önemsiyorum.

◊ Hayatın bir sinema olsa macera mı olurdu, romantik güldürü mi?

– Evlenmeden evvel melankolik bir arthouse sineması olurdu.

Eşimden sonra romantik güldürü.

◊ Pekala kim çekerdi: Hayranı olduğun Kurt Cobain mi, kemancı eşin Utku Barış Andaç mı?

– Utku başrolde olur! (Gülüyor) Lakin çok sevdiğim Barış Yöş çekerse olağanüstü olur. “Kiralık Aşk”ın da direktörüydü.

◊ Greenpeace ile yaptığın etraf projeleriyle biliniyorsun. Tabiat ana bize… Kırgın mı, kızgın mı?

– Bence ikisi de değil. Zira biz ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz. Yok olup gidecek olan biziz. Tabiat her vakit yaşamaya devam edecek. İnsan kuşağı silinse de o daima var olacak.

KÜÇÜK KEYİFLER

Alkol kullanmıyorum: Kola-balık-Ayvalık

◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydın: Kırmızı et mi, deniz mahsülleri mi?

– Kırmızı et yemiyorum aslında. Oh bak, çok kolay vazgeçtim (Gülüyor).

◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?

– Denizi de ormanı da çok seviyorum. Ancak kumsalda saatlerce güneşlenmek, beach’lerde, cuppa cuppa diye inleyen bir müzik eşliğinde kendini tavuk çevirme üzere kızartmak bana çok acayip geliyor.

◊ Güneş mi, ay mı?

– Aydilge isimli birine sorulacak soru mu artık ah bu? (Gülüyor) Natürel ki ay.

◊ Hangi üçlü seninki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?

– Alkol kullanmıyorum. Ancak balık çok severim. O yüzden kola-balık-Ayvalık desem… Kabul mü? (Gülüyor)

◊ Kedi mi, köpek mi?

– Hepsini çok seviyorum ancak meskendeki canımız Miko, kedi olduğu için artık ben kedi demezsem trip atar.

◊ Tekir mi, sarman mı?
– Miko tekir. O yüzden tekir. Dedim ya, trip…

ÖZEL PROBLEMLER

Utangaç insanları çok severim

◊ 25 Haziran, Yengeç bayanı… Nesi daha güç: Sık sık melankolik haller mi, vakit zaman güvenme zahmeti mü?

– Melankolik hallerim güç. (Gülüyor) Ancak hayatımdaki sorunları beni hiç umursamayan gökcisimlerine kabahat atarak çözmeye çalışmadığım için vallahi bilmiyorum Yengeç bayanı nasıl bir şeydir.

◊ Yılın hangi periyodu daha romantik: İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?

– İlkbahar-yaz.

◊ Gece hayatında hangisi çok iç gıcıklar: Göz kırpmak mı, göz kaçırmak mı?

– Göz kaçırmak. Utangaç insanları çok severim.

Eşimle birinci bir ortaya geldiğimizde de heyecanımızın yoğunluğundan daima gözlerimizi kaçırıyorduk. Güya çok bakarsak, aşkın içine gömülüp çıkamayacakmışız üzere.

◊ Aşkta alıcı kuş musun, çantada keklik mi?

– Birinci görüşte aşkım ben.

◊ Hangisinden daha çok korkarsın: Palavradan mı, yılandan mı?

– Yılan durduk yere sokmaz. Ancak biliyor musun, palavra her vakit sokar…

◊ Minyonluğundan ötürü yapılan yorumlardan hangisi daha çok güzeline gidiyor: Çıtıpıtı mı, çitlenbik mi?

– Çıtıpıtı galiba… (Gülüyor)

◊ Eski bir hatıranın yadına hangisi daha hoş eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?

– Doğal ki Sezen Aksu. Yorumcu olmanın ötesinde kelam muharriri ve bestekar de olduğu için Sezen’in yeri daha özel. Yalnızca yorumlamıyor, daha evvel ortada olmayan bir eser de yaratıyor. Kendime örnek aldığım en değerli isimlerden.

◊ Hangisi daha berbat senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkının makus bitmesi mi?

– Evvelce olsa, ne olursa olsun bir duyguyu yaşamış olmak, tecrübedir ve yaşanmamış bir hayattan daha yeterlidir derdim. Ancak birtakım aşklar seri katil üzere peşini bırakmıyor. Üstelik her keresinde yeniden gelip seni öldürüyor.

◊ Hangisini tercih edersin: Tek başına ağlamak mı, birinin omzunda ağlamak mı?

– Değişiyor o. Bazen tek başına, bazen omuz omuza…

◊ Affetmek mi, unutmak mı?

– Affetmek.

◊ Aşkın aykırısı: Nefret mi kayıtsızlık mı?

– Kayıtsızlık.

Gelecek aslında gelecek aceleye hiiiç gerek yok

◊ Zorla hoşluk olur mu, olmaz mı?
– Zorla hoşluk değil, lakin zorbalık olur. Hatta sadece oburlarının hoş kalıbına uymak için takıntılı halde estetik ameliyat yaptırmak zorunda hissettirilen bayanlara yapılan da ruhsal zorbalık.

◊ Para saadet getirir mi, getirmez mi?
– Para seni harcamaya başlarsa getirmez. O yüzden etrafta bir sürü güçlü lakin tıpkı vakitte beş paralık insan var.

◊ Sence hangisi daha avantajlı: Güçlü ve berbat doğmak mı, yoksul ve hoş doğmak mı?
– Zenginsen, fizikî nahoşluğunu bile parayla dönüştürebilirsin. Ancak ruhundaki nahoşluğa nasıl estetik yaptıracaksın, bence asıl onu düşünmek lazım.

◊ Vakit makinesi icat ettin, nereye giderdin: Geçmişe mi, geleceğe mi?
– Gelecek aslında gelecek. Tez etmeye hiiiç gerek yok.

◊ Az tanıdığın birine… Telefon açmak mı, bildiri atmak mı?
– Telefonda konuşmayı hiç sevmiyorum. Daima sesli ya da yazılı bildiri atsak keşke.

◊ Değerli bir şeyi… Gece planlamak mı, sabah planlamak mı?
– Hiç fark etmez.

◊ Hatır için çiğ tavuk… Yenir mi, yenmez mi?
– Yenir ancak kimin hatrı için olduğu çok değerli…

◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?
– Ben de oburum. Lakin boş konuşan insanlara karnım tok.

◊ 25 yaşına geri dönmek mi, Dolmabahçe Sarayı mı?
– 25 yaşına dönersem eşim yanımda olmaz ki…

TANINAN ŞEYLER

Külkedisi’yle Pamuk Prenses’e sinirliyim

◊ Hangisiyle komşu olmak isterdin: Hayranı olduğun Dolores O’Riordan mı, Shirley Manson mı?

– Dolores benim en sevdiğim seslerden biri. Shirley Manson’dan çok daha fazla severim. Öldüğü vakit da çok makus hissettim. Lakin Shirley Manson, güçlü bir karakter olduğu için komşu olarak daha iyi ve yardımcı olurdu güya.

◊ Hangisi daha çok çekti? Külkedisi mi, Pamuk Prenses mi?

– İkisine de çok sinirliyim. Beyaz atlı prensi bekleyip, edilgen bir halde kurtulmayı bekledikleri için… Artık biz bayanların bu ezik figürlere karnı tok.

◊ Kiminle düet hoş olurdu: Tina Turner mı, PJ Harvey mi?

– İkisi de şahane lakin Tina Turner bir diğer olağan. 

◊ Türkiye’de rock’ın hükümdarı kim: Cem Karaca mı, Barış Manço mu?

– Cem Karaca. Çok seviyorum ya.

◊ Kıvanç Tatlıtuğ mu, Burak Özçivit mi?

– Kıvanç Tatlıtuğ.

◊ Beren Saat mi, Serenay Sarıkaya mı?

– Ben buna Elçin Sangu desem…

◊ Hangisine daha çok gülersin: Cem Yılmaz mı, Cet Demirer mi?

– Cem Yılmaz diyeceğim ancak genel olarak stand up’a çok gülemiyorum.

◊ Pekala Zeki Alasya mı, Metin Akpınar mı?

– Aaa, Metin Akpınar…

HİÇ DÜŞÜNMEDEN SÜRATLİ HIZLI…

◊ Nâzım Hikmet Ran mı, Orhan Veli Kanık mı?

– Orhan Veli.

◊ Tavla mı, satranç mı?

– Satranç.

◊ Çaycı mısın, kahveci mi?

– Kolacı.

◊ Mantık mı, içgüdü mü?

– İçgüdü.

◊ Tren seyahati mu, gemi seyahati mu?

– Gemi.

◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?

– Gündoğumu.

◊ Bodrum mu, Çeşme mi?

– Kapadokya!

◊ Biraz yoldan çıkmak istedin: Mantı mı, iskender mi?

– Mantı.

◊ Sütlü tatlı mı, şerbetli mi?

– Off! Katiyetle sütlü!

Hürriyet