Mustafa Keser ve Bülent Ersoy, “Benzemez Kimse Bize” programını birlikte sunmaya başladı. Program, canlı yayınlanan iki kısmın akabinde yayından kaldırıldı. Yaşananlar sonrası Keser, YouTube kanalından özel açıklamalarda bulunarak, programın Bülent Ersoy yüzünden bittiğini söyledi. Çektiği görüntüde Ersoy’a sert reaksiyon gösteren Keser’in ‘Seni diva değil divan yaparlar’ kelamları çok konuşuldu.
Yaşananların akabinde bir müddet sessiz kalan Bülent Ersoy, bugün Beyaz TV’de yayınlanan ‘Söylemezsem Olmaz’ programına konuk oldu. Ersoy, Mustafa Keser’in argümanlarına tek tek yanıt verdi.
“Herkes bu mevzuyu işledi, benim de yanıt vermem, gerçekleri sunmam gerekirdi. O nedenle buradayım” diyen Diva, şu açıklamaları yaptı:
Hayatım boyunca bunları hiç umursamadım. Herkesin şayet gerek görüyorsam, haddini aşmışsa karşılığını veririm. Somut göstergelerle, bilgilerle masanın üzerine atarım ve şahitlerle kanıtlarla ispatlarım.
Mustafa Keser’i sevmiyorum. Bu stil hareket eden insanlara sevgim vardı ise hiçbir dirhem sevgi kalmaz. O konuşmalar benim için ‘Diva’ denmezmiş de beni ‘divan’ yaparlarmış. ‘Diva bir sefer bayana denir’ diyor…
BEN KENDİMİ CİCİ ÇOCUK OLARAK GÖSTERMİYORUM!
Programa karar verildiğinden itibaren Polat Yağcı, gerekli bireylerle toplantı yapmış ve verilen karar bant yayını olmayacak istikametindeydi. Beyefendi diyor ki ‘Tanıtım reklamlarında geç kaldı. Bu koşullar altında bu türlü yürümezdi, çabucak canlıya aldık.’ Bu yayınlar en baştan beri canlı yayındı. Hiç ‘bant yayın’ diye konuşulmadı. Ben beyefendinin uçağının kaça alındığını bilemem, bana yalnızca ‘16.00 – 17.00 ortası gelin’ dediler. Ben tam bilakis erken gittim iki üzere orada oldum. Beyefendinin makyözü yoktu, benim vardı onunkini de yaptırdım. Artık yol arkadaşımdı, bir arada bir yola çıktık. Uzunluğu benden biraz daha kısa olduğu için altına da çekimlerde takoz koydurduk.
Beyefendinin uçak saati anladığım kadarıyla dörtte havalanıyormuş uçak. Ben bunu bilemem benim muhatabım Polat Yağcı… Beyefendi gidiş uçağını kaçırmış, gece 24.00 ya da 01.00’e alınmış… Burada benim bir hatam yok. Ben kendimi cici çocuk yapmak ismine bunları söylemiyorum. Hayatımda geç kalmadım.
SON DERECE AĞZI BOZUK
Zati ben kendi ağzımla söyledim ona ‘gelenlerle siz ilgilenin, ben beğenilen geldiniz derim fakat karşılayamam’ dedim. Kendisi de bunu kabul etti. Ben ayağa kalkacağım, zıplayacağım bunları yapamam da… Siz beni o denli düşünebiliyor musunuz? Mustafa Keser bana hiç şikâyette bulunmadı. Pek candan, içten yaklaştı. Bir arkadaş başka arkadaşıyla nasıl davranırsa o halde bir bağlantım vardı. Bir bayana ‘ulan’ diye hitap edebiliyor. Son derece ağzı bozuk. Küfür, belden aşağı espriler… Televizyonda orayı kesiyorlar ancak biz duyuyoruz. ‘Keser’ senin soyadın ne diye bağıracaktım. Benim oturduğum koltuk ona battı. Program esasen benim programım, ondan rahatsız oldu. Orada bana bir oda hazırlanmış görmüyor mu? Esasen maddesel olarak da bir fark var, bunları bilmiyor mu?”
NEDEN PROGRAM YAPMAYI KABUL ETTİN?
‘Madem bu kadar değersizdim, kaprisliydim’ neden kabul ettin program yapmayı. Ben hayatımda hiç kimseyi kovmadım. En küçüğünden en büyüğüne, kimsenin işine mâni olmadım. Orda prompter ile ilgili sorun oldu. Onu da çalıştıran beyefendinin oğluydu. Bütün aileyi getirmiş zaten! Bir tanesi koroda, biri prompter’a bakıyor biri saz çalıyor, hepsi birlikte ekmek yiyor. Şayet orada prompter çalışmıyorsa orada yazı hiç görünmüyorsa ben bunu lisana getiririm. Onun başında duracak kim görevliyse görevini yapacak. Zira bu yüzden orada makul bir parayı alıyor, işini yapmıyorsun…
PROGRAM NEDEN KALKTI SORMADIM
Ben programın neden kaldırıldığını bilemem. Sormadım da! Hayatım boyunca hiç kimseye ‘neden bu türlü oldu’ diye sormadım. Bu beyefendinin telaffuzlarından sonra bütün müdürler toplanmışlar, bu yayının bu halde gidemeyeceğine karar vermişler.
Yayına bakınız daima sesi, bip’leniyordu. Argo konuşmalar, espriler vardı. Bizim yüzümüzden ceza mı yesin insanlar… Herkesin birilerine karşı sorumluluğu var. Getirisinden çok götürüsü olacağına karar vermişler.
Hürriyet
