Galler Prensesi Diana’nın dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanı gözyaşlarına boğan cenazesinde en akılda kalan karelerden biri oğulları William ve Harry’nin halleriydi. İki küçük prens üzgün ancak bulundukları pozisyon gereği vakur bir halde başları önde tabutun gerisinde yürüyorlardı.
Harry o vakitler 12 yaşındaydı ve annesinin vefatının yarattığı travmanın hayatının üzerinde bir kara bulut üzere gezindiğini o vakitten beri her fırsatta öfkeli bir biçimde lisana getirdi. Bunun son örneği de pazar akşamı ABD’de CBS televizyonunda yayınlanan röportaj oldu. Eşi Meghan’la birlikte ünlü televizyoncu Oprah Winfrey’nin sorularını cevaplayan Harry’nin söylediği en çarpıcı cümlelerden biri, “En büyük tasam tarihin tekerrür etmesiydi” oldu.
Meghan’ın yaşadıklarını annesinin elim kıssasıyla kıyaslayan Harry, Ekim 2019’da da Mail on Sunday’in Meghan’ın babası Thomas Markle’a yazdığı özel bir mektubu yayınlaması üzerine “Annemi kaybettim, artık de eşimin birebir güçlere kurban gidişini izliyorum” diye bir açıklama yapmıştı. Hatta kısaca “Megxit” olarak bilinen Harry ve Meghan’ın Kraliyet misyonlarından çekilmesi sürecini hızlandıran olaylardan birinin de bu olduğu biliniyordu.
Pekala Harry’i misyonlarını, ailesini ve hatta ülkesini terk edip ABD’ye yerleşmeye iten dehşetin altında ne yatıyor? Diana ve Meghan neden daima kıyaslanıyor?
FELAKETLE BİTEN BİR PERİ MASALI
En başından başlayalım… Diana ve Charles, 1981 yılında evlendiler. Evlendikleri sırada Charles, şu an eşi olan o sırada ise öbür biriyle evli olan Camilla ile beraberdi hatta aslında onunla evlenmek istiyordu. Windsor Ailesi ise bu evliliği uygun görmüyor Charles’ın kendi dengi bir genç bayanla evlenmesi için baskı yapıyordu. Charles için seçilen kişi Diana’ydı.
Çok romantik bir öykü üzere başlayan ve “peri masalı” benzetmeleriyle övülen bu öykü, tarafların mutsuzluğu, karşılıklı aldatmalar, Diana’nın bulimia (bir çeşit yeme bozukluğu) halinde kendini gösteren ruhsal meseleleri, Kraliyet ailesinin katı kuralları ve daima devam eden medya baskısı sonucu felaketle bitti. Çift 1990’ların başında ayrıldı fakat bir müddet daha hukuken evli kalmaya devam etti.
Diana, 1995 yılında BBC’den Martin Bashir’e tıpkı Harry ve Meghan’ın yaptıkları üzere uzun ve Kraliyet ailesine yönelik suçlamalar ve ifşalarla dolu bir röportaj verdi. Evlilikleri boyunca Charles’ın Camilla’yla beraberliğini sürdürdüğünü anlatan Diana, ruhsal problemlerinden kendi aşk öykülerine ve Kraliyet ailesinin soğuk tutumlarına birçok ayrıntısı bu röportajda ortaya döktü. 1996’da Charles ve Diana boşandı. 1997 yılında da Diana, Paris’te paparazzilerden kaçarken geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
HARRY SIK SIK ANNESİNİ ANDI
Harry, pazar akşamı yayınlanan röportajda annesinin mevtini gündeme getirirken, Diana ile Meghan ortasında paralellikler çizdi ve “annesinin varlığını bütün bu süreç boyunca hissettiğini” söz etti.
Hatta People mecmuası, Meghan’ın röportaj sırasında Diana’dan miras kalan bir bilezik taktığına da dikkat çekti. Dergiye konuşan bir kaynak Meghan’ın bu bileziği takmasının arkasında çiftin Diana’yı yanlarında hissetme istediği olduğunu söyledi. Meghan’ın evlilik yüzüğü de tıpkı bileziğin kesimleri kullanılarak hazırlanmıştı. (Diana’nın en ünlü takısı olan safir yüzük ise Cambridge Düşesi Kate’in evlilik yüzüğü olarak parmağını süslüyor.)
Harry’nin dikkat çektiği noktaların başında “yaylım ateşi üzere eleştiriler” ve eşini gaye alan ırkçı yorumlar geliyordu. “Gördüğüm şey tarihin kendisini tekrar etmesiydi” diyen Harry, toplumsal medyanın yaygınlaşması ve ırkçılığın yıpratıcılığı da düşünüldüğünde Meghan’ın yaşadıklarının annesinden bile ağır olduğunu da kelamlarına ekledi.
Meghan’ın röportajda lisana getirdiği saraydaki yalnızlık hali ve intihar kanıları de Diana’nın evliliği sırasında yaşadığı bulimia ve depresyonla benzerlik gösteriyordu. İki bayan da röportajlarında Kraliyet ailesinden yardım istediklerini lakin göz gerisi edildiklerini ya da terslendiklerini anlattılar.
Harry, “Tarihin tekrarı kelamlarıyla annemden bahsediyorum. Bir şeylerin birebir formda yaşandığını gördüğünüzde kim olsa yardım ister” derken, Meghan’ın da annesi üzere yardım istediğini fakat aileden kimsenin takviye vermediğini söyledi. Hatta ikili daima olarak, “Bu iş böyle” ihtarları yapıldığını da belirtti.
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR
Anlaşılan o ki Meghan da tıpkı 40 yıl evvel Diana’nın yaptığı üzere pek iyi anlayamadığı bir ailenin modülü oldu. İki bayan da evlendikleri sırada Kraliyet adetlerinin ve protokollerinin bir kesimi olabileceklerine inanıyorlardı ancak olamadılar. Her ikisi de yaşadıkları güç durum nedeniyle Kraliyet ailesinin takviyesini istediler fakat alamadılar. Ve her ikisi de kendilerini İngiliz tabloid basının maksadında buldular. Gazeteler bir yandan bu bayanları daima ilgi istemekle suçluyor bir yandan da sayfalarını onların haberleriyle dolduruyordu.
Fakat benzerlikler kadar farklılıkların da altını çizmek gerekiyor. Diana Charles ile evlendiğinde daha 20 yaşındaydı, neredeyse çocukluktan yeni çıkmıştı. Meghan ise Harry ile evlendiğinde 36 yaşındaydı. ABD televizyonlarında yıllarca milyonların izlediği bir dizide başrol oynamış, dünyayı bilen bir bayandı. Daha evvel bir defa evlenmiş boşanmıştı.
Ayrıyeten Diana İngilizdi, Meghan ise Amerikalı. Bu açıdan bakarsak Diana, yeni kuşakların geleneklere hürmet göstermesinin beklendiği bir kültürden geliyordu. Meghan’ın yetişme şeklinde ise beşerler birbirlerine karşı çok daha açık ve rahat. Yeni kuşaklar gelenekleri çok daha rahat eleştirebiliyor, alternatifler sunabiliyor.
Elbette Diana ile Meghan’ın öykülerindeki en kıymetli farklardan biri de Harry ile babası Charles’ın eşlerine karşı halleri. Harry, Charles’ın tersine, mutsuz eşini ailesinden ve baskılardan uzaklaştırmayı seçti. Hatta Meghan’ın yaşadıkları nedeniyle babasıyla ortalarının bozulduğunu ve Charles’ın kendisinden gelen telefonları açmadığını da Oprah’ya anlattı. “Gerçekten hayal kırıklığına uğramış hissediyorum zira o da misal şeyler yaşamıştı. Acının nasıl bir şey olduğunu biliyor ve Archie de onun torunu” diyen Harry, babasını her vakit seveceğini fakat canının çok fazla yandığını söyledi.
1930’LARI HATIRLAYANLAR DA ÇOK
Öte yandan Meghan’ı Diana’ya benzetenler kadar bir öteki Amerikalı eşle paralellikler çizenler de çok. Bilhassa Kraliyet taraftarı İngiliz gazeteleri için Meghan, Diana’dan fazla Wallis Simpson’la kıyaslanması gereken bir karakter, bu yaşananlar da Kraliyet’in 85 yıldır yaşadığı en makûs kriz.
Pekala Wallis Simpson kim? Kraliçe Elizabeth’in amcası Kral 8’inci Edward’ın 1936 yılında uğruna tahtı kardeşine bırakıp ABD’ye yerleştiği bayan olan Simpson, 1986 yılında hayatını kaybetti fakat bugün bile İngiltere’de Kraliyet ailesi hayranlarının gözünde en sevilmeyen bireylerden biri.
Krallığı bıraktıktan sonra Windsor Dükü unvanını koruyan Edward’la evlenen Simpson için daima hükümdarı baştan çıkarıp nizamı bozarak herkesin hayatını alt üst eden bayan yakıştırmaları yapılıyor. (O devirde Kraliyet ailesi üyelerinin boşanmış şahıslarla evlenmeleri yasak olduğundan Edward, Wallis’le evlenebilmek için tahtı ‘Kekeme Kral’ 6’ncı George’a bırakmıştı.)
Simpson’ın da Meghan üzere evvelden evlenip boşanmış olması, Edward ile tanıştığında 34 yaşında yani Meghan’ın Harry’le tanıştığı yaşta olması üzere ayrıntılar da sık sık öne çıkarılıyor. İki bayanın giydikleri markalar, kıyafetlerinde kullandıkları renkler hatta saçlarını genelde ortadan ikiye ayırmaları bile haber oluyor.
Meghan’ın Oprah röportajındaki hali de misal yorumlara neden oldu. Mirror, “Saçını ortadan ayırıp derli toplu bir topuz yapan gebe Düşes’in seçtiği görünüm, Wallis’in 1936’daki bir portresine çok benziyordu” cümlesiyle Meghan’ın kendini Simpson’a benzetmeye çalıştığını bile tez etti.
Hürriyet
