“2021 yılının sonuna yanlışsız yaklaşırken Türkiye’deki işletmelerin sosyo-ekonomik büyümeyi ve iş alanındaki muvaffakiyetlerini hızlandırmak için teknolojiye yatırım yaptıklarını görüyoruz. İnovasyonların, kesimlerin kimilerinin sürdürülmesine değerli katkıda bulunan en değerli ögelerden biri olduğu ve dijital dönüşümün gerçekleştiği tüm dallarda sağladığı sürat ve ölçeğin dikkate kıymet olduğu çok açık. Teknoloji sayesinde işletmeler faaliyetlerini sürdürdüler, öğrenciler eğitimlerine sanal sınıflarda devam ettiler, beşerler toplumsal hayatlarına çevrimiçi devam ettirdiler ve temel hizmetlerin akışı sağlandı. 

Teknoloji hayatın devam etmesini mümkün kıldı 

Geçtiğimiz yıl, teknolojinin gerçek kullanıldığında ne kadar büyük bir güç olduğunu kanıtlarken gelecekte neleri mümkün kılabileceğini de gösterdi ve dijital bir geleceğin toplumsal gelişimimizde nasıl kıymetli bir rol oynayacağını gördük. Teknoloji aktif bir biçimde kullanılması durumunda toparlanmayı desteklemek için global eforlara öncülük etmeye devam edecek ve hükümetlerin uzun vadede “daha iyi bir halde yine inşa edilmesini” sağlamada kıymetli bir rol oynayacak. 

Türkiye’deki işletmeler toparlanma stratejileri uygularken teknolojiye, ilişkiye ve dijital uçurumlar ortasında köprü oluşturmaya hakikaten ehemmiyet verdiklerini görmek hiç de şaşırtan değil. Tabip randevusunu çevrimiçi aldığımız, iş hedefli görüntü konferansların kullanıldığı, birçok temel hizmetin ve tedarik zincirinin dijitalleştiği, dijital dönüşümün meyvelerini almaya başladığımız bir dünyada yaşıyoruz. 

Hakikaten, Dell Technologies, Intel ve Akademetre Research tarafından yapılan bir araştırma, Türkiye’deki işletmelerin yüzde 82’sinin 2020 yılında dijital dönüşüm programlarını hızlandırdıklarını ortaya koydu. Çalışmaya katılan işletmelerdeki dijital dönüşümün hızlandığını gösteren diğer bir bulgu ise şöyle: İşletmelerin yüzde 72’si yeni eser ve hizmetlerin geliştirilmesini hızlandırmak için dijital teknolojileri kullanıyor. Bu iyi bir gelişme. Lakin daha yapılacak pek çok şey var. Daima dönüşüm, birçok işletme geleceğe hakikat ilerlerken dönüşümle ilgili esaslı pürüzlerle karşı karşıya kaldığından çok kolay değil. 

En kıymetli öge bağlı kalmak

Teknoloji, hükümetlerin beşerler için çalışan bir dünya oluşturmalarında büyük değer taşıyan güçlü bir araç olarak öne çıkıyor. Temas teknolojileri işletmelerin, kurumların ve kamu hizmetlerinin verimli bir biçimde çalışmaya devam etmesini sağlayarak dijital hizmetlerin kullanıma sunulmasını destekliyor. Türkiye, e-devlet stratejilerini desteklemekten tele sıhhat altyapısına yardımcı olmaya ve eğitimde dijital dönüşüme yatırım yapmaya kadar daha eşit bir toplum için teknolojinin oynadığı rolün kıymetini benimsiyor.

Teknolojinin bir başka kıymetli ögesi olarak eğitimde ve gençlerin hünerlerini geliştirmelerinde manalı bir tesir yaratma potansiyeli öne çıkıyor. Her geçen gün daha da fazla öğrenci bilgisayar bilimleri ve makine tahsili alanında meslek yapma konusunda araştırmalar yaparken BT alanında meslek yapmak isteyen fakat kullanılmayan bir yetenek havuzu görüyoruz. McKinsey & Co.’nun Türkiye’de çalışmanın geleceğine dair hazırladığı bir rapora nazaran, bilhassa teknoloji ile ilgili dallarda şu anda var olmayan mesleklere yönelik 1,8 milyon istihdam yaratmak mümkün. Bu bağlamda, ticari muvaffakiyetin ve gelecekteki ekonomik büyümenin önünü açan dijital araçlara ahenk sağlamak her zamankinden daha fazla gerekli olacak. 

Büyük değişimleri hesaba katmak için inovasyonların suratına ayak uydurmak

Türkiye, çeşitlilik içeren ve dijital bir iktisat için gayretlerini ilerletmeye devam ederken, işletmelerin de dijital dönüşüm planlarını hızlandırmaya devam etmeleri gerekiyor. Önümüzdeki devirde iş ortamına üç değerli değişimin hakim olması bekleniyor. 

Bulut teknolojileri artık olursa iyi olurdan çıkıp bir mecburilik haline geldi

Genel, özel ve hudut bilişim ortamlarını kapsayan bulut işletim modellerine yapılan yatırımlar artarak devam edecek. İşletmelerin bilgilerini korumak için gereksinim duydukları güvenlik ve görünürlük ile BT’nin her yerde süratli bir formda ölçeklenmesini ve yönetilmesini sağlayacak. IDC’ye nazaran Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesindeki genel bulut hizmetlerine yapılan toplam harcama 2020 yılında 3,7 milyar doları aştı. Önümüzdeki beş yıl içinde her yıl bileşik olarak yüzde 25,5 büyüyerek 2025 yılında 11,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 

Türkiye’de CIO’lar bulut seyahatine çoktan başlamış durumdalar yahut halihazırda bulut tabanlı teknolojileri uygulama sürecindeler. Ayrıyeten, birçok işletme açısından giderek çeşitlenen bulut ortamı muazzam ölçüde BT karmaşıklığına neden oluyor ve ortamları birleştirirken riskleri azaltan bir çoklu bulut stratejisine sahip olmak ileriye yönelik olarak büyük kıymet kazanıyor. 

Bilgi müdafaa ve kurumsal esneklik planlama kritik ehemmiyet taşıyor

Günümüzün her vakit açık iktisadında işletmeler, siber güvenlik stratejileri geliştirme baskısıyla karşı karşıyalar. Bu nedenle ileride, işletmelerin kritik datalarını savunmalarına ve müdafaalarına yardımcı olacak teknoloji ve iş süreçleri ortasındaki siber dayanıklılığa ve sinerjiye daha bütünsel bir yaklaşım göreceğiz. 

İş bir sonuçtur, bir yer değil

2020 yılında işin bir yer değil bir sonuç olduğunu gördük ve bu zihniyet kalıcı olacak. Ayrıyeten, Türkiye’deki işletmeler bayanları iş gücünün bir modülü olmaya ve esnek mesleklere sahip olmaya teşvik ederken, ilişki zorluklarını ve Y nesli çalışanların muhtaçlıklarını ele almak için uzaktan çalışma modelini kısmi tahlillerden biri olarak kullanıyor. 

İşin geleceği, hibrit çalışma modeli olmaya devam ettikçe işletmeler, iş sürekliliğini ve iş birliğini sağlayan daha düşük maliyetli teknolojilere gereksinim duyacaklar. Sonuç olarak işletmeler yerinde tüketim ve “Hizmet Olarak” tahlillerin bilhassa iktisat ve karşılaştıkları kısa geri dönüş açısından yardımcı olacağını görecekler. Örneğin, “Sanal Masaüstü Altyapısı” (VDI), kritik kullanıcılar için inançlı ve yüksek performanslı erişim sağlarken “Hibrit Bulut” bilgi merkezi kaynaklarının ölçeklenebilmesine imkan tanıyacak. 

Sonuç 

Kamu ve özel dalda dijital dönüşüme yönelik muazzam baskıyla birlikte BT teknolojileri sosyo-ekonomik ilerlemenin temel itici gücü olacak. Bu, aslında büsbütün bir tercih problemi: İşletmeler bekleyip geride kalmayı mı yoksa geleceğin dijital şirketleri olmayı mı tercih edecekler?”

Hürriyet