Parayı onlar verecek ancak kaymağını kaçakçılar yiyecek. Oh ne âlâ! Para vermeden maçları yayınla. Sanırım bizim o resmi yayıncı kuruluşumuz da onlara benzedi, özendi, şu sıralar!.. Mukaveleden çok başlarına nazaran takılıyorlar. Mukavele net; “Yayıncı her dönem TFF’ye (kulüplere) yapacağı ödemenin yüzde 25’lik kısmını haziran ayının 20’sine kadar, öbür kalanı da dönemin birinci ayından başlayarak 9 eşit taksitte her ayın 20’sine kadar ödemek zorundadır” der. Pekala ödenmezse? Onun da ismi konmuş kontrata; “21’inde ihtarname gönderilir ve 15 gün beklenir. Bu 15 günlük müddette ödeme olmadığı takdirde mukavelenin cezai kural kısmı yürürlülüğe girer.”
1.3 MİLYAR YERİNE 500 MİLYON LİRA
Pekala gelinen nokta ne? 2020-21 dönemi için kulüplere şu ana kadar ödenmesi gereken para; bu dönem ödenecek toplam fiyatın (3 milyar 145 milyon 193 bin 936 TL) yüzde 25’ine denk gelen yaklaşık 780 bin TL. Ve dönemin birinci iki ayı için ödenmesi gereken 522 milyon TL. Yani kabaca şu ana kadar kulüplerin kasasına girmesi gereken toplam para 1.350 milyar TL idi. Haydi diyelim; o 2016’da yapılan birinci mukavele değil de geçen yıl revize edilen fiyat uygulandı (2 milyar 812 milyon 13 bin 605 TL). Buna nazaran de; şu ana kadar kulüplerin kasasına girmesi gereken toplam para yaklaşık 1.1 milyar TL filan olmalıydı. Pekala giren ne? Topu topu 500 milyon TL. Pekala bu durumda sizce yayıncı mukavelenin edimlerini yerine getirmiş oldu mu? Elbette hayır. Yani?.. Yanisi bir nevi ‘kaçak yayına’ geçilmiş bir durum kelam konusu. Zira taahhütler yerine getirilmemiş. Bu net. Doğal buna hukuk karar verir. Bizimki yalnızca düz mantık penceresinden, bir bakış bir yorum! Artık beIN Sports yetkililerine soruyorum; Sanki aboneniz olan kafeler ya da kıraathaneler imzaladıkları mukavele gereği size her ay ödemeleri gereken 10’ar bin TL yerine, bunu 3’e bölüp 3’er bin TL olarak ödese yaparsınız? Kesersiniz yayını değil mi? Pekala o vakit bu kulüpler ‘Stadın kapılarını size kapatıyorum’ dese haksız olur mu? Kapatmıyorlarsa yatın kalkın dua edin TFF’ye, kulüplere…
VE EN SON İHTARNAME DE GÖNDERİLDİ
Pekala yayıncı krizinde son gelinen nokta ne, söyleyelim… Malumunuz şu ana kadar yayıncıya iki ihtarname gitmişti. Geçen hafta bu köşeden ‘Üçüncü ve son ihtarname yolda’ diye yazmıştık. Gerçekten o denli de oldu. Geçtiğimiz salı günü son ihtarname gönderildi yayıncıya ve 15 günlük müddet başladı. Artık kelam sırası Katarlı amcalarda. Son kelamlarını söyleyecekler. Bizimkiler bu sayıya ya evet diyecekler ya da yayını kesecekler. İşin artık kaçarı yok. Dedik ya, aslında bu mukavele çoktan fesholmuştu. Şu ana kadar külliyen TFF’nin ve kulüplerin iyi niyetiyle sürüyor. Diğeri olsa bu türlü bir kiracıya çoktan ‘boşalt evi’ demişti.
FATİH TERİM BIRAKIRSA ŞAŞIRMAM
Vaka ne saha sonuçları ne de transfer düşüncesiyle hudutlu. Galatasaray’daki sorun; kulübün tüm dinamiklerini sarmış durumda. İdare de hoca da keyifsiz ve ortalarında önemli bir memnuniyetsizlik var. Bu, yüzlerden okunuyor. Fatih Terim’in süngüsü düşmüş. Yanılgıyı daima dışarda arıyor. İdarede, hakemlerde vs. yerlerde. Her vakit olduğu üzere inceden inceye tekrar üstlerine gönderme yapmayı da ihmal etmiyor Hoca. Arda Turan ile başlayan birinci önemli çatırdama giderek kendini aşikâr ediyor. Bu birliktelik fazla gitmeyeceğe benziyor. İnanın Fatih Hoca’dan artık Instagram yahut Twitter hesabından “Buraya kadarmış” paylaşımını bekliyorum. Ne yazık ki Florya’da artık ‘kol kırılır yen içinde kalır’ geleneği rafa kalkmış. Hazır kelam Florya’dan açılmışken yeniden içerden gelen bir bilgi bizi şaşırtıyor… Oysa idare işçinin kıymetli bir kısmı için kısa çalışma ödeneğinden yararlanılıyormuş. Kulüpte ‘evden çalış’ diyebileceğiniz kişi sayısı tahminen bir elin parmakları kadar yoktur bile. İdmanı, maçı, deplasman pandemi öncesi mesaisi ne ise bugün tıpkı. Değişiklik yok. Çalışana ‘geç gel, erken git’ yahut ‘iki gün gel, iki gün gelme’ de yok. Lakin kısa çalışma ödeneğinden yararlan! Pek anladığım bir şey değil ancak bana tuhaf geldi.
ŞENEZ ERZİK STADI
Şenes Erzik Türk futboluna ismini altın harflerle yazdırmış, dünya markası olmuş bir isimdir. Hem benim gönlümde hem de dünya futbolundaki yeri bambaşkadır Şenes Başkan’ın. Gerek FIFA ve gerekse UEFA yetkilileri, 32 yıl hizmet verdiği bu kurumlara vedasında kendisini en hoş biçimde onurlandırmıştır. Pekala ya bizler?.. Sanki ülke olarak, sporun ve futbolun işverenleri olarak, vedasının akabinde onu hak ettiği formda onurlandırabildik mi? O, bu ülkenin ve doğduğu kent Giresun’un gururu olmuş bir isim. O vakit gelin hazır bu fırsat, tamamlanmasına kısa bir müddet kalan Giresun vilayetimizin yeni şaheseri Giresun Çotanak Stadı’mıza o ilin yetiştirdiği en büyük spor adamı Şenes Erzik’in ismini verelim. Ne dersiniz?
MAÇLAR AVM’LERDE OYNANSIN!
COVID-19’un en çok etkilediği alanlardan biri futbol oldu. Neyse ki kısmen de olsa tribünlerde bir olağanlaşma başladı. UEFA, tribünlerin yüzde 30 kapasiteye kadar açılabileceğini duyurdu. Ülkeler kendilerine nazaran belirli bir sınırlama getirdi. Biz de ise durum malum… “Önce en zenginleriniz gelsin” dendi, ne hikmetse! Birinci uygulaması da geçen hafta locaların yüzde 50 kapasiteyle açılmasıyla yapıldı. Güya her kulüpte loca varmış gibi! Neyse… 20, 30, 40’ar bin kişilik o statlara bir avuç zengini alarak kapılarımızı açtık. Stada giren seyirci 1000’i geçmedi, geçemezdi de. Pekala nerede? Bir AVM’ye tıpkı anda 14 bin 519 kişinin alınmasına müsaade verildiği bir ülkede. Tuhaf lakin gerçek. O ‘dört bir yanı kapalı’ AVM’lerdeki temizlikçi, güvenlikçi kadar kişiyi, o ‘dört bir yanı açık’ statlara alamıyoruz, her nedense. Mantık dışı bir ‘açılım’ oldu, bizimkisi. Umarım tez vakitte mantıklı bir açılım olur.
Hürriyet
